Şeref Kitabı
Yayınlanma :
22.04.2022 13:16
Güncelleme
: 22.04.2022 13:16
Aziz Kur’an kaynağı Allahu Teala, kapsamı tüm
insanlık, amacı insanlığın dünya ve ahiret huzurudur.
Aziz Kur’an,bir ucu arşı alada, bir ucu da arzda
olan ve Allahu Teala’nın ipidir.
Aziz Kur’an aciz insanı SübhanAllah’a bağlayan
emniyet kemeridir.
Sâd.O şanlı, şerefli Kur’an’a ant olsun (ki o, Allah
sözüdür). (Onu) İnkârda direnen/diretenler yersiz bir
gurura kapılarak (doğru yolu bırakıp) yanlış ve eğri yollara
sapmışlardır. Sad Suresi 1-2
Aziz Kur’an, tüm insanlığı her türlü bâtıl
düşünce ve inançlardan kurtarıp hak ve doğru inançlara
yöneltmeyi ilke edinmiştir.
İlahi hak ve adalete uymayan, insanlık onuruna
yakışmayan her türlü tutum ve davranışı yasaklamıştır.
Andolsun ki, biz, içinde (ihtiyaç duyduğunuz ilahi
öğretileri barındıran), size şeref ve itibar kazandıran bir
kitap indirdik. Hâlâ aklınızı kullan(arak ondan yararlan)
mayacak mısınız? Enbiya 10
Kur’ân-ı Kerîm’de dinin emir ve yasakları,
dünyadaki bireysel ve toplumsal sorumluluklarımız,
âhirette dünyadaki fiillerimize göre karşılaşacağımız
mükâfat ve cezalar açıkça izah edilmektedir.
İşte bu (Kitap), Allah'ın dileyeni kendisiyle doğru
yola ilettiği kimse için hidayet rehberidir. Ama Allah kimi
(kötü niyetinden ve eyleminden dolayı) sapıklıkta
bırakırsa artık, ona doğru yolu gösteren bulunmaz. Zümer
23
Akıllı insana düşen vazife, Allahu Teala’nın emir
ve yasaklarına, bunların maksatlarını önceleyerek samimi
ve iyi bir kulluk yaşamaktır. Bunu başarabilenlere
Kur’an’ın çok büyük bir izzet ve şeref kazandıracağı
rabbimizin vaadidir ve muhakkak tahakkuk edecektir.
Biz, Kur-an'ı, hakça bir düzeni gerçekleştirmek için
indirdik. O da bütün hakikatleri ihtiva ederek (ihtiyaçlara
cevap verecek şekilde) muhatabına ulaştı. Seni de (bu
Kur'an ile) ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik.
İsra 105
Allahu Teala’nın insanlığın kurtuluşu için çağırdığı
ortak iyi, doğru tâlimatlarına iman ve itaatten yüz
çevirenler ise bu şereften mahrum kalacaklardır.
Rasûlullah Hz.Muhammed (asv)’in: “Kur’an ya
senin lehine, yahut aleyhine bir delildir” (Müslim, Tahâret
1) hadis-i şerifi bu gerçeği hatırlatır.
İmanda ve ibadette parçalı yapı, pazarlık olmaz ya
tevhid ya şirk, ya iman ya hüsran, ya hak ya batıldan biri
tercih edilir.
Muhakkak ki bu (Kur’an) senin ve
toplumun/halkın için elbette bir şeref ve itibar kaynağıdır.
Hesap zamanı gelince hepiniz sorumlu olduğunuz kitaba
karşı tutumunuzdan dolayı hesaba çekileceksiniz. Zuhruf
44
Hayatta iki seçeneğimiz var. Ya Aziz Kur’an ile izzeti
tercih ederek hem dünyada hem de ahirette itibar, izzet,
şeref kazanacağız. Ya da Allah’ın izzetini reddedip inkârı,
zilleti, azabı tercih edeceğiz.
Kelamullah Aziz Kur’an ile biz Müslümanların
içler acısı durumunu çok iyi gösteren bir hikâyeyi burada
aktarayım.
Anadolu'nun bir köyüne güzel ahlaklı, sorumluluk sahibi,
samimi, iyi bir imam tayin edilir.
Takvalı ve şuurlu biri olan imam efendi, köy halkı
tarafından çok sevilir.
Ramazan ayı gelince de köy halkı sırasıyla imamı iftara
davet ederler.
Sıra komşusunun davetine gelir.
Evin hanımı bir miktar birikimi olan parayı, saklaması için
kocasına verir. Evin beyi başka bir işle meşguliyeti
nedeniyle sehpanın üzerindeki parayı almayı unutur.
İmam davete icabet edince, iftarlarını açarlar. Akşam
namazını evde kılıp, yatsı namazını da kılmak üzere İmam
ve evin beyi birlikte camiye gitmek için evden teşekkür ve
karışlıklı dualarla ayrılırlar.
Evin beyi yatsı namazını kıldıktan sonra evine döner.
Sehpanın üzerindeki para aklına gelir. Lakin ortada para
yoktur. Hanıma parayı alıp almadığını sorunca olumsuz
cevap alır. Hanımı da o vakit parayı senle ben
almadığımız halde evde de başka kimse olmadığına göre
hoca efendi almıştır der.
Bunu duyan evin beyi hocadan soğur, eski muhabbeti ve
sevgisini yitirir. Hiç aramaz sormaz, hatta bir düşman
nazarıyla bakar hocaya.
Gel zaman, git zaman, bir sonraki Ramazan ayı gelir.
Köy halkı sırasıyla hocayı yine iftara davet ederler. Sıra,
parası kaybolan ev sahibine gelir.
Hanımı, Kocasına;
- Belki hocaya para lazım olmuştur, insanlık hali,
utanmıştır bize söylemeye, gel biz şeytana uymayalım,
nefsimize yenilmeyip hocayı iftara davet edelim, der.
Bey, istemeye istemeye birazda köy yerinde hocayı davet
etmeyen tek ev olarak bilinmek istemediğinden “olur der.
Hocayı iftara davet ederler. İftarlar açılır, çaylar içilir. Ev
sahibi, bir yıldır biriktirdiği suskunluğunu bozarak hocaya;
- Herhalde size karşı bir senedir soğuk davrandığımın
farkındasınızdır, der.
Hoca,
- Evet, hepimiz imtihan dünyasındayız. İnsanlık hali, belki
benim bilmediğim, sizin de söylemek istemediğiniz özel
şeyler olabilir diye düşündüm ve rahatsız etmemek,
üzmemek adına ben de sormadım.
Eğer mahsuru yoksa sebebini öğrenmek isterim, der.
Kusurumuza bakmazsanız, geçen sene Ramazan iftarı
davetimizde sehpanın üzerine belli bir miktarda para
koymuştum. Cami dönüşü, sehpanın üzerinde parayı
göremeyince ve ben de hanımım da almadığımız için sizin
aldığınızı düşündük.
Bunu duyan hoca çok üzülür, hatta ağlamaya başlar. Evin
sahibi de hocanın ağladığını görünce, beklemediği bu
durum karşısında hem şaşırır hem de hocayı teselli etmeye
başlar.
Hoca şöyle der:
- Ben, sizin beni hırsızlıkla itham etmenize ağlamıyorum.
Ben şurada asılı duran Kur’an hakkı için ağlıyorum. Zira
pencereden esen rüzgar, sehpanın üzerindeki paraları yere
savurmuştu. Ben de onları toplayıp, şurada asılı duran
Kur-an'ın içine koymuştum. Siz bir yıl içinde Kur-anı
Kerim’i açmış olsaydınız, paranızın orada olduğunu
görürdünüz, der.
-Rasulullah Hz. Muhammed (asv)’in şikâyet ettiği konu
olan Kur’an’ın mehcur bırakılması, terkedilmiş olması
durumuna üzülüyorum.
Kelamullah olan Allahu Teala’nın mesajını bir
yıldır okumamış olmanıza, ihtiyaç duymamış olmanıza
ağlıyorum/yanıyorum.
Bu durum aslında ümmetin genel durumu gibi
olduğundan kendimi de dâhil ederek Müslümanlar adına
utanç duyduğum bu durumu bir de şunlarla karşılaştıralım.
Telefona, bilgisayara, tablete ,internete,
televizyona, sosyal medya uygulamalarına, internetteki
film ve müzik uygulamalarına ne sıklıkla bakıyoruz ya da
ne kadar onlarsız durabiliyor veya dayanabiliyoruz?
Durumumuzu şöyle ifade edebilirim:
Telefonumuza gelen tanıdığımız veya tanımadığımızdan,
sevdiğimiz veya sevmediğimiz, önemli veya önemsiz her
mesajı merak edip hemen okumaya başladığımız halde
Kur’an-ı Kerim’e mehcur bırakılmış, terk edilmiş kitap
muamelesi yapıyoruz.
Ey Resul) Biz sana bu Kitabı (Kur-anı) insanlar için, hak
olarak indirdik. Kim doğru yola girerse, kendisi için
girmiş olur. Kim de saparsa, ancak kendi aleyhine sapar.
Sen, onların üzerinde sorumluluklarını yüklenecek bir
muhafız değilsin. Zümer 41
Allahu Teala’nın insanlığa evrensel tevhid, adalet,
iyilik, hayır, merhamet, barış, huzur mesajına karşı
ilgisizliğimize kahroluyorum.
Kim dünyada ve âhirette güç, kudret, itibar,
üstünlük, yücelik ve şeref istiyorsa, bunu Allah’tan
istesin; çünkü şeref ve yücelik, tamamen ve yalnızca
Allah’ın elindedir ve onu dilediğine verir. Fakat bunu
elde etmek için, dosdoğru bir imana sahip olmamız ve bu
inancımızı güzel davranışlarla ortaya koymamız gerekir.
Çünkü ancak iyi niyet, sağlam iman, güzel söz ve güzel
düşünceler O’nun katına yükselir fakat bunları O’na
yükseltecek olan, ancak ve ancak güzel davranışlardır.
Güzel niyetlerle, güzel işlerle, güzel ibadetlerle ve
güzel davranışlarla desteklenmeyen kupkuru bir iman
söylemi, sahibine hiçbir yarar sağlamayacaktır.
Allahu Teala’nın kelamı, kitabı Aziz Kur’an ile izzet,
itibar şeref kazananlardan olmamız duasıyla…
Selam Dua ve Muhabbetlerimle
Manisa ,Ramazan ,07.19
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: