ERKEKLERE KADIN ŞİDDETİ -4
Şiddet her çeşidiyle( fiziksel, psikolojik, sosyal, iktisadi, cinsel, dinsel, kültürel vb) her haliyle ve her kim için kime yapılırsa yapılsın ‘’Şiddet Kötüdür’’ mottomuz ve şiddetsiz bir hayat ideali paradigmamızı hatırlatıp konumuza devam ediyoruz.
Erkeğe yapılan şiddet, 6284 sayılı kanun ile yasallaştırılarak teşvik desteklenmiş ve bir nevi teşvik edilmiştir.
Kadının şiddeti her zaman fiziksel şekilde tezahür etmese de şiddetin farklı şekilleri de (psikolojik, sosyal, iktisadi, cinsel, dinsel, kültürel vb) maddi ve manevi olarak maruz kalanlar için çok tahrip edici olabilmektedir.
Kadınlar çoğunlukla fiziksel olmasa da diliyle,tavır ve davranışlarıyla kocasına eziyet edebilmektedir. Sözlü alay, aşağılama ve tehditler kocaları çileden çıkarabilmektedir. Tüm bunların sebebi Allah’ın kadına ve erkeğe biçtiği fıtrat üzere olamamaktan ve gereğini gerine getirmemekten kaynaklanmaktadır.
Yeryüzünde sadece kadınlar yaşıyormuş gibi erkeği değersiz gören, yok sayan; varsa yoksa kadın hakları, kadına şiddet haberleri, kadın sığınma evlerinin artırılması gibi sürekli erkeğe haksızlığa dönüştürerek kadını koruma adı altında aileyi dinamitleyen uygulamalar devam ettikçe sıkıntılarımız bitmeyecektir.
Başımıza gelenlerin birçoğu ellerimizle yaptıklarımız yüzündendir.
Size isabet eden,(başınıza gelen sıkıntı, sarsıntı ve felaketler) musibetler; kendi elleriniz (yaptığınız hata, yanlış işler ve kötülükler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın ve ihmalkârlığınızın) birçoğunu da affetmektedir. Şûrâ Suresi 30
İnsanların kendi ellerinin yaptığı, kazandığı (tahribat ve talanlarının yol açmasıyla, doğal ve sosyal yapıyı bozmaları) dolayısıyla, karada ve denizde (nice) fesat (bozulma) ortaya çıktı (çıkacaktır). Umulur ki, (nesilde ile yeryüzünde ifsattan kaçınırlar ve fırsatçılık yapıp çevreyi ve varlığı tahribattan) dönerler diye (Allah) onlara yaptıklarının bir kısmını ( sıkıntı,felaket ve musibet olarak) kendilerine tattırmaktadır. Rum 41
Maalesef bireyler arasında ,ailede, toplumda yaşanan adaletsizlikler sonucunda da huzursuzluğa mahkum olmuşuz,edilmişiz.
Şiddeti yalnızca cinsiyet üzerinden okumak, cinsiyetçi bağnazlıklarla değerlendirmek başka birçok probleme gebe bir durum oluşturur.
Şiddet her cins insan için, hatta her canlı için şiddettir ve kaçınılması gereken lanetli bir iştir?
Maalesef ülkemizde ve dünyanın birçok yerinde şiddet olayı görülürken erkeklere uygulanan şiddet de artarak devam ediyor.
Her gün dayak yiyen, gasp edilen, öldürülen bir sürü erkek var, ama nede se hiç birisi bir kadına şiddet gibi algılanmıyor, tepki almıyor, hiç birisi haberlerde bugün bir erkeğe şiddet uygulandı şeklinde haber yapılmıyor.
Allah’ın erkek kullarına, Allah’ın kadın kulları tarafından psikolojik, sosyal, iktisadi, cinsel, dinsel, kültürel,sözlü aşağılama,alay,hakaret,küfür,dünyalık ve maddi nimetler için sürekli şikayetlerle, nankörlükle ve başkalarıyla kıyaslama gibi şiddetler uygulanırken bu adaletsizlikler karşısında dilsiz şeytan olmak dünyada ve ahirette de hüsran yaşatır.
Kadınların erkeklere uyguladığı şiddete adil şahitlik ilkesi adına karşı durmayan, mücadele etmeyen önce mümin sonra da insan olma vasfını kaybeder.
Kadının erkeğe uyguladığı herhangi bir şiddet türüne ikircikli yaklaşanlar ve adil şahitlik vasfını kaybedenler, kadının erkekten daha güçsüz oluşunu, korunması gereken bir varlık olduğunu, Allah’ın erkeğe bir emaneti olduğunu söyleyeceklerdir. Tabi ki kadının güçsüzlüğünü, korunması gerektiğini ve emanet oluşunu biliyoruz ve fıtrat ile sorumluluğumuz gereği yapılması gereken her şeyin yerine getirilmesini tüm yüreğimizle isteriz.
Şunları da sormak gerek:
Erkekler de Allah’ın emaneti değil mi?
Erkekler insan değil mi?
Erkekler çizgi filmlerdeki süper kahraman mı?
Erkeklerin değeri yok mu?
Kadına yönelik şiddetin engellenmesi için atılan adımlar, erkeklerin de şiddete maruz kaldığı gerçeğini çoğunlukla perdeliyor veya görünmez kılıyor.
Yapılması gereken şiddetin her türlüsüne karşı çıkmak... Erkeğe yönelik şiddeti de görmezden gelmemeli insan.
Türkiye’de yanlış yasalar ve yönlendirmeler nedeniyle, kadına yönelik şiddet son bulmak yerine maalesef artıyor. Özellikle 6284 sayılı kanunun yürülüğe girmesiyle birlikte, kadına yönelik şiddet oranının yüzde 400’lere yakın arttığı bir gerçekken, sorunun üzerine giderken izlenen yolların hatalı olması nedeniyle şiddet önlenemiyor. Tüm bunlarla birlikte, kadına yönelik şiddetle mücadele ederken, erkeğe yönelik şiddet görmezden geliniyor. Azımsanamayacak kadar çok yaşanan erkeğe yönelik şiddet vak’aları, ünlü veya ünsüz birçok erkeği mağdur ediyor.
Kadın ve erkeğin şiddet yönelimi neredeyse aynı.Üsküdar Üniversitesi’nin, klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapan 125 öğrencisi tarafından gerçekleştirilen saha çalışması ile gerçekleştirilen çalışmada 81 ilden 18-81 yaş arası evli, bekar, çocuklu veya çocuksuz bireylerden oluşan 25 bin kişiyle yüz yüze görüşme gerçekleştirildi. Kontrolsüz öfke ve buna bağlı şiddet eğilimi kadınlarda yüzde 24, erkeklerde ise yüzde 27 oranında çıktı.
Birçok erkek de mağdur.Kadınlardan şiddet gören birçok erkek, kadınların erkeklere şiddeti yasalarla güvence altına alınmaması nedeniyle mağdur oluyor.
Türkücü İzzet Altınmeşe’nin oğlu oyuncu Fırat Altunmeşe, 3 yıldır birlikte olduğu kız arkadaşı tarafından darp edilmiş, yüzü yaralar içinde kalmıştı.
Geçtiğimiz aylarda da Adana’da 27 yaşındaki B.K. kendisinden yaşça büyük olan kız arkadaşı tarafından dövülmüş, yardımına polis yetişmişti.
Mayıs ayında da markette ailesiyle birlikte alışveriş yapan bir çocuk, saçı kısa olan kadına, “Kadın mısınız erkek mi?” diye sorunda, kadın tarafından feci şekilde darp edilmişti.
Erkeklere şiddet uygulayan kadınların, ünlü, ünsüz ve çocuklara yönelik şiddetine örnek olarak verilen 3 örneğe ek, birçok erkeğe şiddet haberi ortalıkta dolanırken veya evden uzaklaştırılan yığınların sayısı bile tespit edilemezken hiçbir erkeğin şeref ve haysiyeti güvencede değil.
Günümüzde kadınların en önemli silahları algı, ajitasyon, gözyaşı ve çeneleridir. Müslüman! kadınlar, çene silahının savunmasını da güzel yapar. Kimi kadınlar dini argümanları kendi çıkarı için kullanmasını iyi becerir. Kendi sorumlulukları bilmez veya bilse de yapmaz, yapma gayretinde de olmaz ama erkeğin sorumluluklarını sürekli hatırlatır ve en üst düzeyde yerine getirmesi beklentisini sürekli hissettirir. Haklarını çok iyi bilir ve talep eder ancak kendi sorumluluklarının hatırlatılmasına bile sınırsız cevabı ve mazereti vardır. Kimi Müslüman! Kadınlar eşine karşı dini de bir silah olarak kullanır ve dinlerin temel insani ve evrensel değerlerine kendileri riayet etmezken kocalarına işlerine geldiği için bir yerlerden duyup silah olarak kullandıkları argümanlarla ateş etmeye devam eder: Ben sana Allah’ın ayetiyim beni böyle gör ve oku derken kendilerinin erkeklere şeytan ayeti muamelesi yapmaları tamamıyla tezat ve nefret oluşturan cinsten hareketler olarak hafızalara kazınır.
Birbirine rakip iki cins değil de bir birine refik olabilmemiz elzemdir.
Birbirini tüketen şahıslar değil birbirinin üretimini,hayrını,bereketini,kalitesini arttıran şahsiyetler olmamız elzemdir.
Birbirine eşit bireylerden ziyade birbirine eş, takım arkadaşı olmamız elzemdir.
Aile tüm bireyleriyle, kadınla ve erkekle anlamlı ve amaçlı bir bütün oluşturan mütemim cüzlerin toplamıdır.
Kadınlara, erkeklere, çocuklara, hayvanlara, bitkilere hasılı kelam canlı-cansız, maddi-manevi hiçbir varlığa şiddet kabul edilemez.
Rahman Allah ‘ımız bizleri İbrahim as ve ailesi, İmran as ve ailesi, Muhammed as ve ailesi gibi güzel insan ve ailelerinden eylesin…
Yüce Allah yolundan ve rızasında ayırmasın, yar ve yardımcımız olsun…
Selam, dua ve muhabbetlerimle
Erkan FURKANOĞLU
23.10.2022 23.04 Manisa
Yorumlar
Kalan Karakter: