Kokuşmuş Siyasetin Tiyatrosu!
Türkiye’de siyaset artık sadece bir aldatmaca değil, açıkça halkın aklıyla alay etme sanatına dönüşmüştür. İktidar, her geçen gün otoriterleşen uygulamaları ve kokuşmuş politikalarıyla ülkeyi bir çöküşe sürüklerken; muhalefet, bu tiyatroda kendisine verilen role razı olan bir kukladan farksızdır.
Son olarak, ana muhalefet lideri Özgür Özel’in ortaya attığı "kırmızı kart" saçmalığı, siyasetin ne denli içi boş bir gösteriye dönüştüğünün yeni bir örneğidir. Halkın gerçek sorunlarıyla ilgilenmek yerine, tribünlere oynayan bu yaklaşım, Türkiye’de muhalefetin neden asla gerçek bir değişim yaratamayacağını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Kırmızı kart mı? Bu halk her gün açlığın, yoksulluğun ve adaletsizliğin kırmızı kartını görürken, sizin sahte kartlarınıza karnı tok!
İktidarın ülkeyi getirdiği nokta ortada: Yoksulluk, adaletsizlik, baskı ve kutuplaşma. Ancak asıl sorun, muhalefetin bu düzene boyun eğmesidir. İktidarın yanlışlarını dillendiriyor gibi yaparken, sistemin özüne dair tek bir eleştiri getiremeyen bir muhalefet, iktidarın suç ortağıdır. Özgür Özel ve benzerleri, halkın dikkatini dağıtmak için ortaya atılan yan ürünlerden başka bir şey değildir.
Muhalefet, sadece halkın öfkesini soğutmak, gerçek bir değişim talebini bastırmak için varlığını sürdürmektedir. Her biri, halkı temsil ettiğini iddia eden; ama aslında bu çürümüş sistemin piyonlarıdır. "Kırmızı kart" mı dediniz? Bu, halkın sinir uçlarıyla oynayan bir PR numarasından başka bir şey değildir.
Ne iktidar ne muhalefet halkın içinde yaşıyor. Saraylarda, lüks ofislerde, şatafatlı hayatlar süren bu insanlar, halkın gerçek acılarından bihaber. İnsanlar ekmek alacak parayı bulamazken, siyasiler lüks restoranlarda buluşup, hangi popülist hamlenin daha çok alkış toplayacağını tartışıyor. Özgür Özel ve onun gibiler, sistemin bu çürümüşlüğünü değiştirmek bir yana, bunu kozmetik bir şekilde makyajlamayı tercih ediyor. Bu halk kırmızı kartı yoksulluğa mı, adaletsizliğe mi, liyakatsizliğe mi göstersin? Siz hangi konuda halkın yanında oldunuz ki?
Bugünkü sistemin özü çürümüşken, hangi liderin başa geçtiğinin hiçbir önemi yoktur. Ne Özgür Özel’in muhalefeti ne de başka bir figür, bu düzeni değiştirme cesaretine sahip değildir. Çünkü bu cesaret, halkın yanında durmayı, rantı ve ayrıcalığı reddetmeyi gerektirir. Ama bugünkü siyasiler bunu yapamaz; çünkü onlar, düzenin devamlılığından nemalanmaktadır.
Artık yeter! Bu halk ne kırmızı kart saçmalıklarına ne de sahte muhalefet oyunlarına karnını doyurabilir. Gerçek bir değişim ancak halkın, siyasetin tüm bu kokuşmuş oyuncularını reddetmesiyle mümkün olacaktır. İktidar ve muhalefet, aynı çarkın dişlileridir. Bu düzen değişmeden hiçbir şey değişmeyecek.
Halk, bu sahte tiyatrodan çıkıp, gerçek bir direnişin parçası olmak zorundadır. Yoksa aynı oyun, farklı sahnelerle, sonsuza dek sürecektir.
Yorumlar
Kalan Karakter: