Sosyal Hizmet Uzmanı Hakan Berktaş'tan çarpıcı analiz

Şimdi laf üretme zamamı değil, seferberlik zamanıdır Ben inanıyorum ki, genetik kodlarında yardımlaşma, dayanışma, şefkat, yoksula, aç açık kalana yardım eli uzatmak olan necip Türk milleti elbette bu travmayı da aşabilecek güç ve kudrettedir. Bu millet, Erzurum Tabyalarındaki Nene Hatunların, öküzleriyle Mehmetçiğe top taşırken, sırtındaki battaniyeyi bebesinin değil topların üzerine örterek yolda donarak şehit olan şerife Bacıların torunlarıdır... Şimdi laf üretme zamanı değil, seferberlik zamanıdır... Ülkemizde dünyanın en büyük felaketi, son 500 yılın en büyük depremi yaşandı. Deprem bize STK'ların ne kadar etkili ve önemli olduğunu gösterdi. Bundan dolayı STK'ların her zaman desteklenmesi gerektiği ve yeniden ele alınması gerektiğini gördük. Ifade etmemiz gerekiyor ki. STK'lara böylesi afetlere hazırlık çerçevesinde profesyonel projeler, etkinlikler yapılabilmesi için bazı kolaylıklar sağlanması gerekmektedir. Deprem olur olmaz bir kaç saat içerisinde dernekler, federasyonlar yardımı yüklenmiş deprem bölgesine doğru yola çıkmıştı bile. Şüphesiz yaşadığımız bu buyuk felaketi herkes kendi mesleği açısından yorumlamakta, farklı bakış açılarıyla neler yapılabileceğine dair görüşlerini dile getirmektedir. Sağlık personelleri, doktorlar deprem sırasında ortaya çıkan sağlık sorunları konusunda, psikologlar depremzedelerin psikolojileri konusunda, hukukçular bölgede oluşan sorunları hukuki açıdan, ekonomistler ekonomik açıdan. güvenlik güçleri deprem bölgesindeki güvenlik açısından değerlendirmektedir.

Sosyal Hizmet Uzmanı olarak yaşadığımız bu travmayı ve asrin felaketini nasıl değerlendiriyoruz?

Multidisipliner bir meslek olan sosyal hizmet uzmanlığı yukarıda saydığımız tüm disiplinler ve mesleklerin bakış açısıyla olayı değerlendirmekte ve koordine etmektedir. Öncelikle depremzedeleri bulunduğu yerde ve zaman içerisinde değerlendirmek gerekmektedir. Çözülmesi gereken sorunlar düşünülür ve çözüm yollarına gidilir. Şimdi kendimizi bir depremzedenin yerine koyalım: Depreme maruz kaldınız... Öncelikle enkazın altında kalındıysa bir insanın kurtulması veya kurtarılması gerekir. Kurtarıldıktan sonra fiziksel tedavisinin yapılması, devamında periyodik pansumanlarının yapılması gerekir. Böylesi büyük afetlerde depremzedelerde ortaya çıkan psikolojik travma şudur: Sürekli tedirginlik, yüksek kaygı düzeyi, umutsuzluk psikolojisi Devam eden artçı sarsıntılar enkaz altından sağ çıkmış olsanız bile psikolojinizi tamamen bozar. Hele birde ailenizden birinin cansız bedeniyle ki; bu anneniz, babanız, eşiniz, kardeşiniz, çocuğunuz ile bir arada saatlerce enkaz altında sağ çıkıp çıkamayacağınızı düşünerek kaldıysanız. Bu durumun nasıl bir psikolojik travmaya neden olabileceğini düşünebiliyor musunuz? Bir de sürekli artçı sarsıntılarla yine enkaz altında kalabileceğiniz endişesini yaşıyorsanız.... Her an göçük altına kalacağınız korkusuyla yaşamaya çalışıyorsanız. Şartlar gittikçe ağırlaşmaktadır. Yaşam şartlarınızda çözülmesi gereken sorunlar. Güven içinde kalacak yeriniz yok, hava-10 derece, soğukta dışarda isinamadan kalıyorsunuz. İçecek su yiyecek sıcak bir yemek bulmakta zorlanıyorsunuz. Cebinizde paranız yok, destek alacağınızı düşündüğünüz herkes ya sizin durumunuzda ya da sizden daha kötü durumda. Her an evinizin işyerinizin yağmalanma riski ile karşı karşıyasınız. Tüm birikimleriniz kazanımlarınızı kaybetmiş durumdasınız. Bedensel, ruhsal, zihinsel, sosyo-ekonomik, psiko-sosyal olarak yeniden iyileşmeniz. iyileştirilmeniz gerekmektedir. Bunun öyle çokta kolay ve kısa zaman içerisinde olmayacağı elbette öngörülen bir durumdur. Öncelikle depremzedelerin tedavi süreci takip edilmeli, aile içinde oluşan kayıplar için psikolojik destek verilmesi gerekmektedir. Oluşan sakatlıklar için rehabilitasyon sürecinin düzenlenmesi gerekmektedir. Yıkılan evlerin yerine depremzedelere geçici barınma ve sürekli barınma imkanlarının sağlanması gerekmektedir. Anne babası olen çocukların koruma altına alınması gerekmektedir. Yaşlıların ve engellilerin de korunma altına alınması gerekmektedir. Yaralıların tedavisi ve tedavi sırasında ortaya çıkacak refakatçi desteği, deprem bölgesine gönderilecek yardımların neler olacağı, nasıl dağıtılacağı? Sosyal hizmet uzmanı olarak olası depremlerden önce nasıl bir hazırlık yapılmalı? Toplum burada nasıl eğitilmeli? gibi yeni projeler hazırlanmalıdır. Örneğin her mahallede muhtarlıkta deprem ekibi oluşturulabilir....Insanların, ailelerin, toplumun rehabilitasyonunu yapmak gerekmektedir. Bu arada iskelet yapısındaki bozukluklara bağlı rehabilitasyon sürecine girilmesi gerekmektedir. Ayrıca depremzedelerde bu depremin oluşturacağı psikolojik sorunlarla baş etmesi için rehabilitasyon merkezleri, psikolojik danışma merkezleri ve koordinasyon merkezleri kurulması gerekmektedir. Karşımıza çıkan ağır tabloyu tek boyutlu olarak düşünemeyiz... Sağlık, güvenlik. psikolojik, sosyolojik, psiko-sosyal, sosyal psikoloji, ekonomik, kriz sorunları.... Ne tur sorunlar çıkabilir? Bu çıkacak sorunları nasıl çözebiliriz? Anne baba yoksunlukları, deprem bölgesine sağlanacak psikolojik destek, rehabilitasyon desteği, depremden sonra oluşacak yoksulluk sorunu... Bunlarla nasıl başa çıkılır? Asrın felaketinde binlerce insanımız vefat etti... Binlerce insanımız yaralandı. Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının yüzde 15'ini oluşturan 10 ilimiz yerle yeksan oldu. İnsanlarımız evsiz barksız kaldı... İşsiz kaldı... Esnafımız dükkansız, çiftçimiz hayvansız kaldı. Bu travmayı atlatabilmek için ülkemizin tüm meslek erbaplarının kendi uzmanlık alanlarındaki tüm bilgi ve birikimlerini, tecrübelerini ortaya koyarak felaket bölgelerine şefkat ellerini uzatmalarını beklemekteyiz. Ben inanıyorum ki, genetik kodlarında yardımlaşma, dayanışma şefkat, yoksula, aç açık kalana yardım eli uzatmak olan necip Türk milleti elbette bu travmayı da aşabilecek güç ve kudrettedir. Bu millet, Erzurum Tabyalarındaki Nene Hatunların, öküzleriyle Mehmetçiğe top taşırken, sırtındaki battaniyeyi bebesinin değil topların üzerine örterek yolda donarak şehit olan Şerife Bacıların torunlarıdır... Şimdi laf üretme zamanı değil, seferberlik zamanıdır...