Evet, biz en kolay neyi yaparız tabi ki yıkmayı ve yıkılanı seyretmeyi.
Özellikle seyretme konusu milli sporumuz hobimiz eğlencemiz desek yalan olmaz. Nerede bir yıkım görsek hemen toplaşır akbaba sürüsü gibi elimizde ya çiğdem egeli olmayan bilmez yani çekirdek olur hem çitler hem de seyrederiz.
Yeni bir şey olsa hemen eskisinin artılarına olumlu yanlarına bakmayız hemen ona nasıl çökeriz onu nasıl gömeriz ya da onu nasıl tamamen yok ederiz onun telaşına gireriz. Nasıl mevtanın üzerine ilk toprağı atmak için herkes bekleşir bir anda kocaman çukur dolar işte öyle. İlk olumsuz ya da eleştirel haberi biz yapmalıyız ki çok konuşulalım. Neden mi çünkü artık güzel şeyler ne para ediyor ne değeri oluyor ne de okunuyor.
İnsanlarda ki merak olgusu artık iyiliğe güzelliğe dair değil. Merak olgusu kötü ne kadar kötü en çok ne kötü. Son on yıl içerisinde digital medyanın öncülüğünde son dakika dikkat çekmek için seçilen haber içeriğiyle neredeyse alakasız manşetler sayesinde toplum olarak kötüye alıştık. Hal böyle olunca da haberleri verenler de en çok tıklanma hangisi oluyorsa haberlerin formatlarını ona göre formatladılar. Haberin yüze doksan beşi olumlu dahi olsa içerisinden bir kelimeyi tersten yorumlayıp reyting çok tıklanma uğruna hakikati ikinci plana attılar.
Bunun son örneğini Manisa’ya 8 sene öyle ya da böyle seversiniz sevmezsiniz hizmet etmiş. Bana göre Manisa’da hizmet eden Müftü’ler içerisinde ilmi bilgi olarak en iyisiydi. Kaldığı sekiz senenin beş senesinde gitmek için çok çabalasa da bir türlü nasip olmadı. Ve en sonunda isteğine kavuşmuşken kızıyla evladıyla aynı kurumda görev yapacak olmasından medet yani reyting bir iki tıklama daha nasıl fazla alabiliriz düşüncesi sayın Cihan’ın Manisa’ya yaptığı hizmetlerin kızının okul ve bölüm birincisi olmasının önüne geçerek habere manşet oldu. Aaaaaaaaa nasıl olurdu baba kız aynı kurumda çalışabilirdi? Hemen büyük puntolarla kalın karakterle neon ışıklı flaşlarla son dakika diye geçilmeliydi bu haber.
Haberin içinde manşette ki kelimelerin ya da içerdiği mananın olmasına gerek yoktu çünkü haber açıldığında maksat hasıl olmuş bir tık daha haberin reyting kısmına ilave edilmişti. Zihinlere kazınan mesajında bir önemi yoktu çünkü onun muhakemesi yapılsa böyle bir başlık atılmazdı. Haberin içinde müftü yardımcısı olan kızının okul ve bölüm birincisi olduğu babasından önce de aynı kurumda müftü yardımcısı olarak çalıştığı yazıyor orda günah çıkarma işlemi gerçekleşiyor vicdanlar temizleniyordu.
Manisa’ya sekiz sene elinden geldiğinin fazlasıyla hizmet etmiş bir insan bir bürokrat bir din adamı bir ilim insanı. Sohbeti dinlenen çayı içilen bir insandı. Bu şekilde uğurlanmayı hak etmemişti. İyilik ve güzelliğin kazandığı yeni bir jenerasyonun tüm akımları alt üst ettiği günleri görmenin yeni bir medeniyet tasavvuruyla başlayacağına inanıyoruz.
Belki bunun için fazla hayal perestsin diyenleriniz olabilir ama insan hyal edebilen bir varlıktır ve bu meziyeti herkes yapamaz. Herkes hayal kuramaz. İnsan hayali kadar büyük ve özgürdür. Bizim yeni bir dünya hayalimiz var. Mazlum coğrafyaların hayat bulduğu bahçesinde çocukların özgürce koşturabildiği özgür Kudüs hayalimiz var. Afrika’da içilebilir su kaynakları olmasına rağmen içme suyu çıkarılmadığı için ölen çocukların olmadığı. Yeni bir dünya yeniden büyük Türkiye hayalimiz var bizim. Bunun içinde bakış açımızın dünyevi kaygılar yerine uhrevi kaygılar olması lazım. Reytinglere yenilme korkusu yerine iyilik güzellik nasıl büyür nasıl büyütülür bunun derdiyle dertlenmeliyiz.
Velhasıl biz ben yerine biz demeyi öğrendiğimiz zaman gönlümüze kıskanma yerine gıpta etmeyi koyduğumuz karşımızdakinden şüphe etmediğimiz zaman kazanırız. Güveni yeniden tesis etmeliyiz. Bizim işimiz sevgi ve muhabbet olmalı, şüphe bize özgü bir haslet değil…
Kocaeli bu bakımdan çok şanslı kendilerine soyadı gibi bir derya emanet ediyoruz. Sinan Cihan hocamız Kocaeli il müftülüğüne son derece yakışmıştır. Rabbim Manisa’ya yaptığı hizmetler için kendisinden razı olsun, biz razıydık. Bizden yana hakkımız da helal olsun.
Selam. Dua ve Muhabbetle…
Özellikle seyretme konusu milli sporumuz hobimiz eğlencemiz desek yalan olmaz. Nerede bir yıkım görsek hemen toplaşır akbaba sürüsü gibi elimizde ya çiğdem egeli olmayan bilmez yani çekirdek olur hem çitler hem de seyrederiz.
Yeni bir şey olsa hemen eskisinin artılarına olumlu yanlarına bakmayız hemen ona nasıl çökeriz onu nasıl gömeriz ya da onu nasıl tamamen yok ederiz onun telaşına gireriz. Nasıl mevtanın üzerine ilk toprağı atmak için herkes bekleşir bir anda kocaman çukur dolar işte öyle. İlk olumsuz ya da eleştirel haberi biz yapmalıyız ki çok konuşulalım. Neden mi çünkü artık güzel şeyler ne para ediyor ne değeri oluyor ne de okunuyor.
İnsanlarda ki merak olgusu artık iyiliğe güzelliğe dair değil. Merak olgusu kötü ne kadar kötü en çok ne kötü. Son on yıl içerisinde digital medyanın öncülüğünde son dakika dikkat çekmek için seçilen haber içeriğiyle neredeyse alakasız manşetler sayesinde toplum olarak kötüye alıştık. Hal böyle olunca da haberleri verenler de en çok tıklanma hangisi oluyorsa haberlerin formatlarını ona göre formatladılar. Haberin yüze doksan beşi olumlu dahi olsa içerisinden bir kelimeyi tersten yorumlayıp reyting çok tıklanma uğruna hakikati ikinci plana attılar.
Bunun son örneğini Manisa’ya 8 sene öyle ya da böyle seversiniz sevmezsiniz hizmet etmiş. Bana göre Manisa’da hizmet eden Müftü’ler içerisinde ilmi bilgi olarak en iyisiydi. Kaldığı sekiz senenin beş senesinde gitmek için çok çabalasa da bir türlü nasip olmadı. Ve en sonunda isteğine kavuşmuşken kızıyla evladıyla aynı kurumda görev yapacak olmasından medet yani reyting bir iki tıklama daha nasıl fazla alabiliriz düşüncesi sayın Cihan’ın Manisa’ya yaptığı hizmetlerin kızının okul ve bölüm birincisi olmasının önüne geçerek habere manşet oldu. Aaaaaaaaa nasıl olurdu baba kız aynı kurumda çalışabilirdi? Hemen büyük puntolarla kalın karakterle neon ışıklı flaşlarla son dakika diye geçilmeliydi bu haber.
Haberin içinde manşette ki kelimelerin ya da içerdiği mananın olmasına gerek yoktu çünkü haber açıldığında maksat hasıl olmuş bir tık daha haberin reyting kısmına ilave edilmişti. Zihinlere kazınan mesajında bir önemi yoktu çünkü onun muhakemesi yapılsa böyle bir başlık atılmazdı. Haberin içinde müftü yardımcısı olan kızının okul ve bölüm birincisi olduğu babasından önce de aynı kurumda müftü yardımcısı olarak çalıştığı yazıyor orda günah çıkarma işlemi gerçekleşiyor vicdanlar temizleniyordu.
Manisa’ya sekiz sene elinden geldiğinin fazlasıyla hizmet etmiş bir insan bir bürokrat bir din adamı bir ilim insanı. Sohbeti dinlenen çayı içilen bir insandı. Bu şekilde uğurlanmayı hak etmemişti. İyilik ve güzelliğin kazandığı yeni bir jenerasyonun tüm akımları alt üst ettiği günleri görmenin yeni bir medeniyet tasavvuruyla başlayacağına inanıyoruz.
Belki bunun için fazla hayal perestsin diyenleriniz olabilir ama insan hyal edebilen bir varlıktır ve bu meziyeti herkes yapamaz. Herkes hayal kuramaz. İnsan hayali kadar büyük ve özgürdür. Bizim yeni bir dünya hayalimiz var. Mazlum coğrafyaların hayat bulduğu bahçesinde çocukların özgürce koşturabildiği özgür Kudüs hayalimiz var. Afrika’da içilebilir su kaynakları olmasına rağmen içme suyu çıkarılmadığı için ölen çocukların olmadığı. Yeni bir dünya yeniden büyük Türkiye hayalimiz var bizim. Bunun içinde bakış açımızın dünyevi kaygılar yerine uhrevi kaygılar olması lazım. Reytinglere yenilme korkusu yerine iyilik güzellik nasıl büyür nasıl büyütülür bunun derdiyle dertlenmeliyiz.
Velhasıl biz ben yerine biz demeyi öğrendiğimiz zaman gönlümüze kıskanma yerine gıpta etmeyi koyduğumuz karşımızdakinden şüphe etmediğimiz zaman kazanırız. Güveni yeniden tesis etmeliyiz. Bizim işimiz sevgi ve muhabbet olmalı, şüphe bize özgü bir haslet değil…
Kocaeli bu bakımdan çok şanslı kendilerine soyadı gibi bir derya emanet ediyoruz. Sinan Cihan hocamız Kocaeli il müftülüğüne son derece yakışmıştır. Rabbim Manisa’ya yaptığı hizmetler için kendisinden razı olsun, biz razıydık. Bizden yana hakkımız da helal olsun.
Selam. Dua ve Muhabbetle…