Dün bir yerde gözüme bir görüntü ilşti. Okadar çok rahatsız edici bir görüntüydü ki geçiştirilecek bir konu veya sıradan bir şey değildi.
ABD Başkanı Trump, Batı Virginia'daki halka açık konuşmasında Suudi Arabistan şahsında aslında tüm kukla yöneticilerle, kralcılık oynayan zavallılar ve sömürgelerinin bekçilerinden haraç istedi.
Trump, halka açık konuşmasında belalı mahallelerin psikopat serserisi tavırlarıyla kendince racon kesti, haraç vereceksiniz dedi.
Sizi biz koruyoruz, bize borçlusunuz ve bizim sayemizde yaşadığınız lüks hayatın bedelini fazlasıyla ödeyeceksiniz diyordu.
Aba altında sopa göstererek veya karanlık odaklara mesaj verir gibi konuşuyordu..Sabotaj veya suikast ima etmiyordu,direk öyle yüzüne yüzüne dümdük söylüyordu.
Suudi Arabistan'ı sevdiğini ve ilişkilerinin iyi olduğunu belirten Trump, Kral Selman'la telefonla görüşerek uzun uzun konuştuğunu söyledi.Herkesin içinde bu tehditleri savuran Trump,acaba telefonda daha neler saydırdı.
Trump,belirttiği telefon görüşmesinde Selman'a, "Kral milyarlarca doların var ve biz de kime ne olacağını bilmiyoruz. Herhangi bir saldırı durumunda biz olmasak uçağını bile koruyamazsın" dediğini belirten Trump, aslında şunları söylüyordu.
Para vermezsen koruduğumuz uçağını bile düşürürüz.
Kral Faysal’ın cesur çıkışını siz sergileyemeyecek eziklersiniz ama olurda para vermeyi kabul etmezsen sabotaj veya suikast yapmaktan geri durmayız zaten aklımızda ve sana da hatırlatarak ayar veriyoruz diyordu aslında.
Kral Selman’ın hatırlamadığı,Emir Faysal’ın unutmadığı bir hakikat vardı:
Şeref, üstünlük Allah'a O'nun elçisi Muhammed as ve Müminlere aittir, fakat münafıklar bu gerçeği bilmezler. (Münafkun Suresi 8.ayet )
Peki Emir Faysal kimdi ve ne yapmıştı diye merak edenler için belirtelim.1964 yılında Suudi Arabistan tahtına geçen Kral Faysal bin Abdülaziz İslam Birliği düşüncesine sahipti. Suudi Arabistan’ın ve İslam Dünyası’nın liderliğini yapmak istiyordu. Bu çerçevede yaptığı Türkiye ziyareti de, bunun bir göstergesidir. “Panislamizm’’ düşüncesini yaymak amacıyla Irak, Suriye ve Mısır ülkeleriyle diplomatik ilişkiler kurmaya çalıştı. İslam ülkeleri liderleri ile yaptığı görüşmelerin sonucunda İslam Konferansı Örgütü’nün kurulmasını sağladı.
Tahta geçişinden üç yıl sonra 1967’de yaşanan 6 gün savaşından sonrasında 1969 yılının Ağustos ayında Mescid-i Aksa’nın bir Yahudi tarafından yıkılması, Emir Faysal bin Abdulaziz’i çok üzdü. Bu olaydan sonra yaptığı ünlü Kudüs konuşmasında cihad çağrısında bulunarak şunları söylemişti:
“Kardeşlerim! Neden bekliyoruz? Dünyanın vicdana gelmesini mi bekliyoruz? Nerededir ki dünyanın vicdanı? Mukaddes Kudüs’ü Şerif sizi çağırıyor. Kendisini kurtarmanızı bekliyor. Neden korkuyoruz? Ölümden mi korkuyoruz? Allah yolunda cihad ederek ölmekten şerefli ve daha faziletli ölüm var mı?
Ey kardeşlerim, bizim istediğimiz İslam Milliyeti ve İslami uyanıştır. Milliyetçilik, ırkçılık veya bloklaşma değildir arzumuz. Çağrımız İslami çağrıdır. Allah yolunda cihad etmeyedir çağrımız. Dinimiz, inancımız, mukaddesatımız ve harimi İslâm içindir çağrımız. Ne zaman ki hatırlasam Haremi Şerifimiz (Kudüs) ve mukaddesatımız işgal ve tecavüz altındadır ve aşağılanmaktadır ve orada günahla Allah’a isyan ve ahlaki çöküntüler sergilenmektedir; işte o zaman Allah’a halisane yalvarıyorum, eğer bana cihad etmek ve mukaddes topraklarımızı kurtarmak nasip olmayacaksa, beni bu dünyada bir an bile yaşatma. Diyecek kadar babayiğit bir adamdı
Tarihe altın harflerle yazılacak ve hafızalardan silinmeyecek şu destansı cevabı verecek kadar cesur bir adam olan Emir Faysal, “İsrail’e destek olmaktan vazgeçerseniz, ambargo biter” dediğinde, ABD li Dış İşleri Bakanı Kissinger ,petrol kuyularını bombalama tehtidinde bulundu.
Emir Faysal ise, bunun üzerine Kissinger’e tarihe geçecek şu cevabı verdi: “Tabii ki petrol kuyularımızı bombalayabilirsiniz. Fakat unutmayınız ki, biz ve atalarımız hurma ve deve sütüyle yaşıyorduk, yine öyle yaşayabiliriz; ancak artık siz petrolsüz yaşayamazsınız.
Şeref sahibi her insanın zoruna gidecek olan ve kabullenemeyeceği bu sözleri dinleyen Kral Selman,ezik ve aciz bir şekilde tehditlere boyun eğipTrump’ın hakettiği cevabı vermiyordu veya veremiyordu. Oysa ki
Emir Faysal,ölüme ve AmeriKAN bakana meydan okumuştu
Hz.Allah’ın sosyal hayattaki kanunlarından biri de ‘’Başkalarına zalim kesilene Allah bir zalim musallat eder’’
Suudi Arabistan ya da daha isabetli bir ifade olan Suudi AmeriKAN, Yemen’deki insanlara zulm etmeye devam ediyor.Hz.Allah da başka bir zalim olan Trump’ı onlara musallat etmiş durumda.Suudi AmeriKAN zihniyeti Hz.Allah’ın evi olan,sadeliğin,tevazunun mekanı olan Kabe’nin etrafını oteller ve kibir kuleleriyle doldurmakta çok gayretli görünüyor.Aynı Suudi AmeriKAN,üretimde,çalışmada,bilimde,sanatta,edebiyatta,felsefede,teknolojide,tıpta,botanikte … bir gayret sergilemiyordu.
Trump'ın kibri , Kral Selman'ın Acizliği ve Emir Faysal'ın Cesareti
Yayınlanma :
04.10.2018 17:01
Güncelleme
: 04.10.2018 17:01
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Yorumlar
Kalan Karakter: