Bir Deprem Yazısı
Hayatın içinde her türlü imtihanın olduğunu zaman zaman unutabiliyoruz. Andolsun, Biz sizi; biraz korkuyla (doğal ve sosyal afetler ve düşman saldırılarıyla), açlık (ve kıtlıkla) ve bir parça da mallardan, canlardan ve semerat (ürün ve evlatlar)dan yoksunlaştırmakla (hastalık ve sakatlıkla) imtihan edeceğiz. (Tedbirli ve temkinli hareket ederek) Sabır (sükûnet ve teslimiyet) gösterenleri müjdele (ki, sadece onlar sevaba ve başarıya erişeceklerdir). Bakara Suresi155
Rahman ve rahim Allah’ımız son ilahi kelamı olan Kur’an-ı Kerim’de başımıza gelen bela, musibet ve felaketler karşısında nasıl tavır içinde olmamız gerektiğini öğretiyor. Onlar (inananlar), başlarına bir musibet geldiğinde: “Biz ancak Allah için varız (Ona iman ve itaat etmek için yaratılmışız) ve biz sonunda ona döneceğiz (sahip olduğumuz nimetler geçicidir ve bize Allah'ın emanetidir).” derler. O teslimiyet gösterip Rablerine sığınanlar üzerine, Rablerinden mağfiret, rahmet (ve cennet) vardır ve işte onlar, hidayete ermiş olanlardır. Bakara Suresi 156-157
Hayat imtihanımızda yaşadığımız olumsuzlukları bahane ederek, mazeret göstererek isyan veya şikâyet etmek hiçbir şeyi çözmeyecektir. Kendimiz, çevremiz, milletimiz ve insanlık için her anın fırsat olduğu bilinciyle hayra, iyiliğe, rahmete, güzellikle yardıma vesile olmayı ganimet bilmeli ve değerlendirmeliyiz.
Başımıza gelen olumsuzluk, bela ve musibetlerden daha ziyade bunların sebeplerini sorgulamalıyız. Allah’ın kâinat kanunlarının bilincinde, Allah’ın doğa ve doğal yasalarıyla barışık ve uyum içinde yaşamı inşa etmeliyiz.
Bu deprem ve benzer yürek yakan hadiseler vesilesiyle tekrar gördük ve acı tecrübelerle öğrenmiş olduk ki; fay hatlarına (yaşadığımız bu deprem), çığ tehlikesi olan alanlara(Bahçesaray-Van), dere yataklarına (Kastamonu-Bozkurt İlçesi sel felaketi), verimli tarım arazilerini işgal etme(Gediz Ovası ve bir çok verimli arazide yapılaşmaya göz yumulması),maden ocaklarının doğal çevre ve yaşama zarar vermesi (Kaz Dağları), betonlaşma seferberliğiyle ekolojik sistemin bozulması, insanların doğadan ve yeşilden koparılarak gri şehirlere gömülmesi bizlere telafisi olmayan çok değerli şeyler kaybettiriyor.
İnsan, gücünü ve zekasını göstermek için çıktığı yolda doğaya karşı savaş açmış. Göğe yetişemediği ve yetişemeyeceği halde yaptığı binalara ‘’gökdelen ‘’ diyerek kibirlenmiş, gerekmediği halde her şeyde israf etmiş, ihtiyaç olmamakla beraber yük olan büyük ve hantal şeylerin peşine düşmüş, gösterişli yapılar yapmak uğruna sağlam ve dayanıklı olma niteliklerinden taviz vermiş, Allah’ın doğadaki uygulama ayetleri olan sünnetullah / adetullah kanunlarına uymayarak kendi elleriyle ifsad sürecini başlatmış.Size isabet eden (sıkıntı, sarsıntı ve) musibetler; kendi ellerinizle kazanıp (yaptığınız yanlış işler ve kötülükler) yüzündendir. Üstelik (Cenab-ı Hakk hatalarınızın ve ihmalkârlığınızın) çoğunu da affetmektedir. Şura Suresi 30 (“O, yine de çoğunu affeder” ifadesi, “aslında çok daha büyük felaketleri hak ediyorsunuz ama Allah’ın merhametinde sınır olmadığı için sizleri affederek daha büyük musibetlerin yaşanmasına fırsat vermez” anlamına gelmektedir. Aynı zamanda Allah “Halim” dir yani müsamahakârdır, mühlet verendir, şefkat edendir; insanlar cezayı hak etse de tevbe kapısını açık tutarak onu erteleyendir.)
(Ey İnsanoğlu) Sana lütuf ve ihsan olarak gelen iyilikler, güzellikler, Allah'ın yarattığı, kolaylık sağladığı imkânlar sayesindedir. Başına gelen sıkıntılar ve belâlar ise kendi tedbirsizliğin ve kusurun sebebiyledir. Nisa 79
(‘’İnsanların bizzat kendi işledikleri (kötülükler) sebebiyle karada ve denizde bozulmalar olmuştur. (Kötü yoldan) dönmeleri için Allah, yaptıklarının bazı (kötü) sonuçlarını (dünyada) onlara tattıracaktır. Rum 41(Yaşadığımız gezegende her şey bir denge üzerine kuruludur. Sürdürülebilir yaşam da sürdürülebilir bir ekolojik denge ile mümkündür. Dünyamızdaki teknolojik gelişmeler, para hırsı, rekabet ve lüks yaşama tutkusu, bencillik duygusu insanları fütursuz ve dengesiz bir yaşamaya ve çalışmaya itmektedir. Bunun bir neticesi olarak toprağın doğal yapısında bitkileri ve onlardan istifade eden canlıları tehdit edecek ciddi bozulmalar, nehirlerde ve denizlerde hayatı olumsuz yönde etkileyecek çok ciddi kirlenmeler görülmektedir. Çevrenin kirlenmesi, ekosistemin dengesini bozarak küresel ısınmaya yol açıyor. Topraklar, yanlış tarımsal uygulamalar, endüstriyel atıkların kullanımı gibi nedenlerden ötürü her geçen gün daha fazla kirlenirken, bu kirlilik hem toprak yapısının zarar görmesine hem de iklim değişikliğine neden oluyor. Bu da canlı türleri için tehlike arz ediyor.
Hava ve gürültü kirliliği, doğanın tahrip edilmesi ve çarpık kentleşme gibi insanlığın çevreye verdiği diğer zararların artması da canlı türlerinin nesli açısından ciddi riskler oluşturuyor. Bütün bu olup bitenlere hem öncülük eden ve hem de seyirci kalan insan, bugün dünyada genetik bozulmalara kadar giden çok daha büyük yıkımlara imza atıyor ve kendi sonunu da getirecek olan bu felaketi maalesef bir marifetmiş gibi görüyor.’’)*
*Cemal Külünkoğlu Hoca’nın meal ve tefsirinden alıntıdır.
Eğer Allah, insanları yaptıkları (kötülükler) yüzünden (hemen hesaba çekip) cezalandıracak olsaydı, yer üzerinde hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar erteliyor. Nihayet süreleri gelince (gerekeni yapacak). Çünkü Allah, kullarını hakkıyla görendir. Fatır 45
Ey Rahman ve Rahim Allah'ımız!
Rahmetini ,merhametini ve yardımını hak etmesek de sahibimiz sensin ve senden yine sana sığınıyoruz. Lütfunla rahmetine ve yardımına muhtacız. Celalinden cemaline, gazabından rahmetine sığınıyoruz.
Hz.Adem (as)’ı sıkıntılardan,
Hz. Nuh (as)’ı tufandan,
Hz. Yusuf (as)’ı kuyudan,
Hz. Yunus (as)’ı balıktan,
Hz. İbrahim (as)’ı ateşten,
Hz. Musa (as)’ı denizden,
Hz. Meryem (as)’ı iftiradan,
Hz. Eyyûb (as)’ı hastalıktan,
Hz. Zekeriya (as)’ı yalnızlıktan,
Hz.Muhammed (as)’ı cahiliyenin kötülüklerinden koruyan ve kurtaran Rahman Allah’ımız! sana sığınıyoruz bizleri ve tüm milletimizi korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eyle.Bizleri inayetinle muvaffak eyle…
Depremzelerimiz ve yakınları başta olmak üzere milletçe bu zor günlerimizde yardımına ve merhametine muhtacız. Türkiye’mizi, milletimizi ve insanlığı rahmetinle her türlü iyiliğe, hayra, ferahlığa, felaha, huzura eriştir…
Selam dua ve muhabbetlerimle…
A.Erkan FURKANOĞLU
10.02.2023 Manisa
Yorumlar
Kalan Karakter: