ÇOK DEĞERLİ MANİSA'MIN GÜZEL İNSANLARI...
Bir süredir köşe yazılarıma ara vermiştim. Bundan sonra kaldığımız yerden devam ediyor ve vira bismillah diyoruz. Rabbim bize güç kalemimize keskinlik versin. Hep doğrudan yana yazandan eylesin. Bizi kimsenin maşası yapmasın.
İlk yazım tüm hemşehrilerim için gelsin...
YEREL SEÇİM VAR. MANİSA AŞIKLARI HAYDİ SAHNEYE!!
Genel seçimin etkisini henüz atlatmadan yerel seçimler kapımızı çalmaya başladı. Yerel seçimlerin en sevdiğim tarafı çıkan adayların ve aday adaylarının bir anda Manisa sevdalısı ya da aşığı oluvermeleri. 4 yıldır halkın içinde üç beş defa görülen Sayın Cengiz Ergün bile bir bakmışın köyleri geziyor, çarşılarda pozlar veriyor, uyuyan bir şehir merkezinin caddelerini, sokaklarını adeta yeniden inşa ediyor. Büyükşehir olunca bazı beklentiye düşen vatandaş hayal kırıklığına uğramaktan öteye gidemiyor.
Oysa Manisa'nın kronik sorunları belli. Trafik, otopark, imar yasası, şehir düzenlemesi, alt yapı peki soruyorum değerli halkıma, bu sorunlardan hangisi net olarak çözüme kavuştu? cevap vereyim hepsi yarım yamalak kaldı. Bu sorunları çözmeden, parkları caddeleri ışıl ışıl yapmanın bir yararı olmadığı gibi devletin kasasına da büyük yük getirmesi işin çabası.
MANİSA SEVDALISI OLAN YETERİNCE SİYASİMİZ VAR
Manisa'ya hizmet etme adına siyasete soyunan yeterince siyasimiz var bence. Sonuçta aday olan her siyasi afilli cümlelerle, sıradışı vaatlerle geliyor. Ama kazanınca ya kendi vizyonu yetmiyor ya da partisinin baskısı yüzünden radikal ve kalıcı kararlar alamıyor. Alamadığı için de Manisada hiçbir şey değişmiyor. Etrafımdan duyuyorum. Yok karadeniz turuna katıldık, yok Nevşehir gezisine gittik, yok Eskişehir'e gittik, Antalya, Urfa, Kars vs, ama bir grup yerli turistin Manisa'ya gezmeye geldiğini ya da tur şirketlerinin tur düzenlediğini görmedik. Göremeyiz tabi neresini gezdireceğiz ki.
Elimizde olan o kadar değerli yerlerimiz var ki aslında. Eskilerin dediği gibi,
" Dağlarından yağ, ovalarından bal akan" şehirlerin başında gelen bir şehiriz. Tabi buna son zamanlarda sanayiyi de eklediğimizi düşünürsek marka şehirler arasında ilk sıralarda yer almalıyız. Her zaman övündüğümüz yere göğe koyamadığımız sanayi şehri olmanın da hoş kaymağını yiyemiyoruz. Kendi halinde olan insanımız adeta bir robot hayatı sürmekte. Vardiyalı sistem çocukları anne babasından karı kocayı birbirine hasret bırakmaktan öteye gidemiyor.
MANİSA HALKI, ZENGİN, KÖKLÜ, KARİYERLİ, TANINMIŞ KİŞİLERİN ADAY OLMASINDAN SIKILDI.
Ülkeyi yönetmek için bir siyasinin bilgili, tecrübeli, liyakatli olmasını anlarım. Ama milletvekili olmak, belediye başkanı olmak için bunlara pek ihtiyaç yok. Parti içinde iyi para harcıyor olman, itaat etmen yeterli. Özellikle belediye başkanı olmak için hiçbir özelliğinizin olmasına gerek yok. Partiniz onay verdiği takdirde herkes aday olabilir. Manisa gibi bir yerde belediyecilik suyumuzun akması, çöplerin toplanması ise bunu her vatandaş rahatlıkla yapar.
Ama marka şehirler inşa etmek istiyorsak, çağdaş medeniyeti yakalamak istiyorsak, olası bir depremde hayatta kalma şanımız olur mu? diye düşünmek istemiyorsak, trafik çilesi bitsin insan gibi yaşayalım diyorsak o zaman seçtiğimiz başkanda vizyon, liyakat, özveri, dürüstlük, bilgili olma gibi özellikler aramalıyız. Biz bu özellikte başkanları seçemediğimiz için belkide bu şekilde yönetiliyoruz.
BIRAKIN BİZİ İYİ BİR ÇİFTÇİ, ÖĞRETMEN, ESNAF, İŞÇİ EV HANIMI YÖNETSİN.
Hep siyasete bulaşmış, siyasetin etrafında dönen kişilerden sıkıldık. Ülkede kafası çalışanlar sadece siyailer değil. Bir belediye başkanının seçilmesi için köklü bir aileden gelmesi ya da partili olması, zengin olması gerekmez. Manisa sevdalısı liyakatli bir sıradan mühendis, iyi bir hukuk adamı, zeki bir çiftçi çocuğu, çalışkan bir fabrika işçisi de Manisa gibi bir yeri elbette yönetebilir. Yeterki ona fırsat verilsin.
Unutmayalım!!! bizim oylarımız bizim yaşantımızın şeklidir.
Yorumlar
Kalan Karakter: