ESNAF VE ÇİFTÇİ KENDİ KADERİNE TERKEDİLDİ!!!
Yayınlanma :
12.12.2020 14:07
Güncelleme
: 12.12.2020 14:07
Evet size şaka gibi gelebilir ama bir sektör battı batıyor. Bir esnaf düşünün ki, hep karşıdan çok kazandığı zannedilir. Ama işin aslı o kadar kolay değil. Size küçük bir esnaftan bahsedeceğim. Gelin bir esnafın kazancı haricinde ödemelerine bir bakalım.
Dükkan kirası, stopajı, KDV'si, çevre temizlik parası, tabela reklam parası, elektriği, suyu, interneti, muhasebecisi, gelir vergisi, bağ-kur primi, çayı çorbası derken tüm bu kalemleri ödedikten sonra esnafa ne kalacağını siz daha iyi biliyorsunuz. Daha pandeminin etkisini yazmadım bile. Şu ana kadar hükümetimiz esnafla ilgili hiç bir ciddi çalışma yapmadı.
Devlet memurlarıyla kıyasladığımız zaman esnafın üvey evlat olduğu apaçık ortaya çıkıyor. Memurun çalışma saatleri pandemi kurallarına göre esnetilirken, memurun maaşları her ay tıkır tıkır hesaplarına yatarken, neden bir kere bile esnafa bu ay ne kazandın evine çoluk çocuğuna ekmek götürebilecek misin diye niye sorulmuyor?
BAĞ-KUR'LU ESNAF VE ÇİFTÇİ HEP EZİKTİ
Sağlık ve güvence sistemimiz o kadar haksızlık yapıyor ki, bilmiyor olsak farklı ülkenin vatandaşı olduğumuzu kabulleniriz. Gerçi başka ülkenin vatandaşı bile Bağ-kur'lunun yaşadığı haksızlığı yaşamıyor bu ülkede. Düşünün 15 kişilik bir işletme ve patron işçilerinin ekonomik sebeplerden dolayı sigortalarının ödemesini yapamıyor. Ve devlete sigorta borcu çıkıyor. Ama sonuçta yanında çalışanların hiç biri sağlık yönünden mağdur olmuyor. Gittiği her hastanede eşi ve kendi rahatlıkla bakılıyor. İlaçlarını alıyor. Amaa Bağ-kurluya gelince işler değişiyor.
Bağ-kur'lu olan birisinin sigortaya 2 ay borcu olduğu zaman hiç bir sağlık güvencesinden yararlanamıyor. Gittiği her hastane prim borcu olduğunu ve hizmet alamayacağını alnına çakar gibi çakıyor. Ne yani sigortalı birinin borcu varken sağlık hizmeti alıyorsa, Bağ-kur'lu birinin bu hizmeti alamaması tamamen haksızlık değil midir?
Bu arada devlet 2020 yılı sonuna kadar Bağ-kur borcu olanlarada sağlıktan yararlanma hakkı verdi. Tabi her muayenede 6 tl katılım payı ödemek şartıyla. Bir de Bağ-kur borcu olanların ilaç parasını devlet asla ödemiyor. Oysa yabancı mültecilerin bile bir kuruş ödemeden sağlıktan faydalandığını biliyoruz.
Hal böyle olunca emperyal güçler avuçlarını kaşımaya başlıyor. Köylerde arazisi bağı bahçesi hayvanı olan bile şehire gelip fabrikada çalışmak isitiyor, babadan gördüğü ve yıllardır karınlarını doyurduğu esnaf dükkanında çalışmak istemiyor. Şehrin o büyülü ortamına takılıp, küresel güçlerin çarkları arasına giriyor.
Devlete kapağı atmanın önemi burada ortaya çıkıyor maalesef. Herkes memur amir olmak istiyor. Nedeni çok açık. Bu kadar ayrımın yapıldığı, devletin bizzat güvence verdiği, her ne olursa olsun ekonomik olarak her ay düzenli maaş ödediği sektörde olmak herkesin arayıpta bulamadığı bir özlem olmalı.
PEKİ ÇÖZÜM NE?
Hep sorunları yazıyoruz da bunların çözümleri nedir? bunları da yazın diyen okuyucularımız oluyor. Elbette yazarız sevgili okuyucular.
1- Devlet sağlık sektöründe Bağ-kur ve sigortalı haklarını eşitleyerek, her vatandaşı borcuna bakılmaksızın sağlıktan yararlandırılmalı.
2- Esnafın üzerindeki vergi borcu stopaj, tabela reklam, gibi borç yükünden muaf tutulmalı.
3- Pandemi döneminde işyerlerin kapatan esnafa ayrıcalık tanınmalı.
4- İflas eden veya iş yerini kapatmak zorunda kalan esnafa geçici bir iş buluncaya kadar işsizlik sigortasından belli bir maaş ödenmeli.
5- Pandemi döneminde verilen kredilerin ve kredi kartlarının ödenmesi pandemi durumuna göre yeniden belirlenmeli. Hatta faiz oranları silinmeli.
6- Çiftçinin belini büken Tarım kredi kooparatiflerine olan borçları yapılandırılmalı.
Tüm yazılanların ve kaleme alınan sorunların hayal değil, gerçekleşmesi dileğiyle yazıma son veriyorum.
Sağlıcakla kalın...
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: