Türkiye’de meslek hastalıklarının başında yer alan Silikozis, can almaya devam ediyor. Kot taşlama işinde çalışan ve geçtiğimiz günlerde hayatını silikosiz nedeniyle kaybeden 36 yaşındaki Faysal Demir, Silikosiz hastalığını gündeme getirdi. Konu kapsamında açıklamada bulunan Özel Sekiz Eylül Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Dilber, Silikosiz hastalığı hakkında önemli uyarılarda bulundu.
“MESLEK HASTALIKLARINDA BİRİNCİ”
Silikozisin, Türkiye’de ve Dünya 'da yüzde 6 ile yüzde 36.3 oranında en sık rastlanılan meslek hastalığı olduğunu ve toplum içinde çok fazla bilinmediğini ifade eden Uzm. Dr. Hatice Dilber, “ Toplumumuzun çoğunluğu bu hastalıktan habersiz fakat bu hastalık yüzde 6 ile yüzde 36.3 görülme sıklığı oranında meslek hastalıkları arasında birinci sırada yer alıyor. Özellikle ; kot taşlama, kot kumlama, madencilik ,taş ocakları ,cam sanayi, kiremit-tuğla üretimi, çimento üretimi, tünel kazıcıları dökümcülük, diş protez atölyeleri ve seramik sektöründe çalışan kişiler risk grubunu oluşturuyor. Bu kişilerin özellikle işe girişlerde sağlık kontrollerinin yapılması önem arz ediyor. İşe girişlerde ;akciğer grafisi, solunum testi, sigara içip içmediği daha önce akciğer hastalığı geçirip geçirmediğinin belirlenmesi çok önemlidir. . Bunun yanında bu riskli işlerde çalışan kişilerin 6 ayda bir doktor kontrolünden geçmesi ve hareketle oluşan nefes darlığı, kuru öksürük, halsizlik gibi semptomlarda erken tanı açısından muhakkak akciğer filmi çekilmesi ve değerlendirilmesi için göğüs hastalıkları uzmanına gönderilmesi, toza maruz kalınan yerlerde toz ölçümlerinin yapılması, kristal olan silika materyallerinin kristal olmayan materyallerle değiştirilmesi, maruziyet riski taşıyan işleri ortadan kaldırmak, çalışanların yüksek konsantrasyonlu alanlara girişlerini sınırlamak ,mühendislik kontrolleri ,kişisel koruyucu donanımların kullanımı gibi bu iş yerlerinin de sıkı bir denetimden geçmesi gerekiyor. İş yeri doktorlarına ,iş sağlığı güvenliği uzmanlarına ve özellikle işverene burada çok iş düşüyor. Aksi takdirde söz konusu hastalık yüzünden genç yaşta birçok kişi hayatını kaybedebiliyor” diye konuştu.
“MANİSA MADEN ŞEHRİ”
Manisa’nın maden şehri olduğu göz önüne alındığında silikozisin artması ve ölümlerin meydana gelmesi kaçınılmaz diyen Dr. Dilber, “ Bu hastalıkta serbest silika kristalleri akciğerde geri dönüşümü olmayan fibrojenik, nodüler lezyonlara neden olmakta ve erken tanı konulmayan kişilerde genç yaşlarda ölüme yol açan önemli bir hastalıktır.Silikozis gelişimine yol açan etmenler ; maruziyet süresi, silika partiküllerinin kristal yapısı, partikül büyüklüğü ,silika partiküllerinin havadaki konsantrasyonu çok önemlidir. Bir maden ocağında ya da kot taşlama işinde çalışan bir kişi 3 ay içerisinde ya da 10-20 yıl sonra da hastalığa yakalanabilir. Akut silikosizte ; hastalığa yakalanması 3 ay gibi kısa maruziyet süresiyle de
olabilir, tablo hızlı seyreder. Hastalar ilerleyen nefes darlığı,kuru öksürük, halsizlik , ileriki dönemlerde işe girişlerde kaliteli bir muayene hayati önem taşıyor ve daha önceden Akciğer hastalığı bulunan ve sigara içen kişilerin kesinlikle işe alınmaması gerekiyor” dedi.
“HASTALAR EN GEÇ 2 YILDA KAYBEDİLİYOR”
Silikosiz hastalığının kendini gizlediği yönündeki bilgilerin doğru olmadığını ifade eden Dilber ; hastalığın kendisini gizlemediğini , şüphelenilen her hastanın ileri tetkik tedavi için göğüs hastalıkları uzmanlarınca muayene edilip erken tanı konulabilaceğinin altını çizdi. Dilber ' Silikozis hastalığının ; nefes darlığı, kuru bir öksürükle belirdiğini ifade ederek, pnömoni, solunum yetmezliği ,kalp yetmezliği ile hastalar kaybediliyor. Bu hastalığın gerilemesi, kendisini saklaması diye bir şey yok. Hastalığın seyri kişiden kişiye farklıdır. Akut silikosizde ;, akut olduğu için ilk 3 ay içinde tablo oluşur ve kalp yetmezliği, akciğer yetmezliği ve solunum yetmezliği meydana gelir , bunun sonucu olarakta hasta 6 ayda kaybedilebilir. Bu işlerde çalışan kişilerin ortamlarında havalandırmaların ve başka önlemlerin alınmasına çok dikkat edilmeli. Silisyum maddesi değil de başka maddeler kullanılmalı. Çalışanların ; solunum testleri , akciğer filmlerinin düzenli aralıklarla görülmesinde fayda vardır. Ve özellikle de iş yerlerinin denetimi çok önem arz ediyor” ifadelerini kullandı.
“HASTALIĞIN GERİ DÖNÜŞÜ YOK”
Uzm. Dr. Dilber, silikozisin geri dönüşünün olmadığına dikkati çekerek, “ Maalesef genç yaşlarda insanlar geri dönüşü olmayan ve gerekli önlemler alınmadığı için hayatlarını kaybediyor. Madende, yer altında, dökümhanede, taşlayıcılarda bilhassa kot taşlama işinde püskürtme yapıldığı zaman grup 1 kanserojen olan silisyum dioksit alınıyor ve sonucunda geri dönüşü olmayan silikoz hastalığını oluşuyor ve akciğerlerde harabiyet meydana getiriyor. Bunun sonucunda kişiler hayatlarını kaybediyor” ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: