Türkiye genelinde derinleşen ekonomik kriz ve alım gücündeki keskin düşüş, devletin sosyal koruma şemsiyesi altına giren vatandaş sayısını ve yapılan harcamaları rekor seviyeye taşıdı. 2024 yılı verilerine göre sosyal koruma harcamaları, bir önceki yıla kıyasla yaklaşık yüzde 85 oranında devasa bir artış göstererek 5 trilyon lira sınırına ulaştı. Hayat pahalılığının temel ihtiyaçlara erişimi zorlaştırması, toplumun geniş kesimlerinin sosyal desteklere olan bağımlılığını artırırken, harcamaların Gayrisafi Yurt İçi Hasıla içerisindeki payı da ciddi bir yükseliş kaydetti.
Resmî verilere göre sosyal koruma harcaması 2024 yılında bir önceki yıla göre yüzde 84,1 artış göstererek 4 trilyon 964 milyar 532 milyon TL olarak gerçekleşti. Bu harcamaların çok büyük bir kısmını, doğrudan vatandaşın cebine giren veya sağlık hizmeti olarak sunulan sosyal koruma yardımları oluşturdu. Toplam harcamanın 4 trilyon 875 milyar 751 milyon TL'si sosyal yardımlara ayrılırken, en büyük kalemi 2 trilyon 276 milyar 594 milyon TL ile emekli ve yaşlılara yapılan ödemeler teşkil etti. Bu rakamlar, toplumun yaşlanan nüfusunun ve emeklilerin ekonomik dar boğazdan en çok etkilenen kesim olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Yoksulluğun ve geçim sıkıntısının en somut göstergesi olan "yardım alan kişi sayısı" ise ürkütücü boyutlara ulaştı. 2023 yılında 16 milyon 893 bin olan emekli, yaşlı, dul, yetim ve engelli maaşı alan vatandaş sayısı, bir yıl içinde yüzde 3,5 artarak 17 milyon 477 bin kişiye çıktı. Sosyal koruma kapsamında yapılan toplam yardım sayısı ise 18 milyon 344 bine yükseldi. Bu tablo, neredeyse her dört vatandaştan birinin devletin sağladığı sosyal destek mekanizmaları olmadan hayatını idame ettirmekte zorlandığını ortaya koyuyor.
Harcamaların dağılımına bakıldığında, yardımların yüzde 62,5'inin doğrudan nakit olarak verildiği görüldü. Nakdi yardımlar içerisinde en büyük payı emekli ve yaşlılar alırken, onları dul ve yetim aylıkları takip etti. Devletin bu süreçteki yükü de ağırlaştı; sosyal koruma gelirlerinin yüzde 41,8'i doğrudan devlet katkılarından sağlandı. Aile ve çocuk yardımları ile sağlık harcamalarındaki artış, geçim derdinin sadece gıda ile sınırlı kalmadığını, barınma ve sağlık gibi temel hakların bile sosyal koruma olmadan karşılanamaz hale geldiğini gösteriyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: