ürkiye’nin işgücü piyasasında, Eylül 2025 dönemine dair elimizde bulunan veriler — geçen ayın düzeylerine kıyasla — büyük bir değişimin sinyallerini vermiyor. TÜİK verilerinde istihdam edilenlerin sayısı, işgücüne katılma oranı ve işsizlik oranında anlamlı bir düşüş ya da yükseliş görünmüyor; bu da piyasada “hareketsiz” bir görüntüye işaret ediyor.
Öncelikle; Ağustos 2025 için TÜİK’in açıkladığı verilere göre, 15 yaş ve üzerindeki işgücü 35 milyon 873 bin kişi olarak gerçekleşmiş, işgücüne katılma oranı %54,0 olmuştu. Aynı dönemde istihdam edilenlerin sayısı 32 milyon 829 bin kişi, istihdam oranı ise %49,4 olarak kaydedilmiş. İşsizlik oranı ise %8,5’e yükselmişti.
Eylül için henüz yeterli detay yayımlanmasa da, geçmiş yıllar örneklerinde Eylül aylarının genellikle işgücü göstergelerinde “hafif artış ya da durağanlık” ile geçtiğini görüyoruz. Örneğin, 2024 Eylül ayında işgücü sayısı bir önceki aya göre 131 bin kişi artmış, işgücüne katılma oranı %54,4 seviyesine çıkmıştı. Bu durum, Eylül periodunda işgücüne katılım yönünde hafif bir ivme olabileceğini işaret ediyor.
Manisa özelinde ise (manisahaberajansı.com’u düşünerek) bölge verilerine ulaşamamak bir eksiklik; ancak ulusal veriler “genel düzeyde güçlü bir iyileşme değil, stabil bir tablo” gösteriyor. Bu da yerel düzeyde “bekle-gör” yaklaşımının geçerli olabileceğini düşündürüyor: Yani Manisa’da istihdam artışı beklenenden düşük olabilir veya bölge dışı işgücü hareketlerinin katkısı sınırlı olabilir.
Değerlendirme:
-
İşgücüne katılım oranı %54 civarlarında seyrediyorsa, bu hâlâ Türkiye için görece düşük bir seviye. Kadınların ve gençlerin işgücü piyasasına katılımında özel çabalar gereklidir.
-
İstihdam edilenlerin sayısı büyük bir sıçrama göstermemişse, işsiz sayısının da hızla düşmediği anlamına gelir; bu durumda “kayıt dışı” sektörler, geçici iş-güç dengesizliği ve bölgesel farklılıklar masada.
-
İşsizlik oranının %8-9 civarında seyretmesi, makro düzeyde kötü sayılmasa da “genç ve kadın” kesimlerdeki işsizlik oranları çok daha yüksek olabilir; bu görüntü ulusal açıklamalarda da sıkça vurgulanıyor.
-
Manisa açısından: Bölgesel yatırım, sanayi dönüşümü, kadın istihdamı, gençlerin mesleki eğitimi gibi alanlarda hedeflenmiş adımlar atılmalı. Çünkü ulusal veri durağan bile olsa, yerelde “üstesinden gelinmesi gereken” bir çıkış yolu açık olabilir.
Sonuç olarak: Bu Eylül verileri “kriz halinde değiliz ama patlama bekleyenler için de hayal kırıklığı olabilir” türünden bir tablo çiziyor. İşgücü piyasası henüz dinamik bir kırılma göstermiyor; bu da “harekete geç” mesajı için doğru zamanı yakalamayı daha önemli kılıyor.
Manisa’da işgücü piyasası dengede: İyileşme hız kaybetti
Manisa’da işsizlik görece düşük kalırken, işgücüne katılım ve istihdam artışı beklenen ivmeyi yakalayamadı.
Manisa ilinde işgücü piyasası, ulusal ortalamaya kıyasla görece olumlu bir seyir izliyor: 2024 yılı verilerine göre ilde işsizlik oranı % 6,3 olarak gerçekleşmiş durumda. Bu rakam, Türkiye genelinde açıklanan yaklaşık %8-9 düzeyindeki işsizlik oranının altında. Bu durum Manisa için avantajlı bir başlangıç noktası.
İşgücüne katılım oranı ise Manisa’da % 56,7 civarında. Bu da demek oluyor ki çalışma çağındaki her iki kişiden biri-bir buçuk kişi kadarı aktif olarak işgücü piyasasına girme eğiliminde. Ancak burada bir soru var: Bu oranın artması için ne tür bariyerler söz konusu? Kadın işgücüne katılımı, gençlerin istihdamı, bölgesel sanayi-hizmet dengesi gibi hususlar ön plana çıkıyor.
Manisa özelinde bir başka önemli nokta sanayi sektörünün ağırlığı: İlde imalat sanayine dayalı işgücü yoğunluğu yüksek gözüküyor. Bu, hem bir avantaj hem de bir risk barındırıyor; avantaj, sanayinin sabitleyici etkisi olabilir; risk, özellikle küresel koşullar değiştiğinde sanayi odaklı işgücünün etkilenmesine açıksınız demek.
Özetle: Manisa’da gözlenen tablo “işsizlik görece kontrol altında, ancak işgücü piyasası dinamik bir ‘sıçrama’ yapmıyor” şeklinde yorumlanabilir. Bu durumda yerel karar vericilere düşen görev; kadınların ve gençlerin işgücüne katılımını artıracak, sanayiden hizmete geçişi destekleyecek ve esnek istihdam modellerini yaygınlaştıracak politikalar üretmek. Çünkü sürdürülebilir bir istihdam düzeyi için sadece düşük işsizlik yeterli değil; aynı zamanda kaliteli ve kapsayıcı işlerin de artması gerekiyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: