Rodos, İstanköy ve Onikiada Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, Yunanistan’da yaşayan Türklerin kültürel haklarının ihlal edildiğini belirterek uluslararası antlaşmalar çerçevesinde Atina yönetimine çağrıda bulundu.
Rodos, İstanköy ve Batı Trakya’da yaşayan Türklerin, Lozan Barış Antlaşması ve diğer uluslararası sözleşmelerle garanti altına alınan haklarının Yunanistan tarafından sistematik olarak ihlal edildiğini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, bu durumun hem insan haklarına hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu ifade etti.
Kaymakçı yaptığı açıklamada, Yunanistan’ın Batı Trakya’daki Türk azınlığa yönelik izlediği temel politikanın göçe zorlama ve "Türklüğü unutturma" amacı taşıdığını söyledi. Rodos ve İstanköy’deki Türklerin ise daha ağır ihlallerle karşı karşıya olduğunu belirten Kaymakçı, Yunan yönetiminin 1947’de devraldığı adalardaki Türk varlığını yok saydığını vurguladı.
“Lozan’ın 45. Maddesi Hâlâ Yürürlükte”
Yunanistan’ın Rodos ve İstanköy Türklerine yönelik “bu azınlık Lozan kapsamına girmiyor” savunmasının geçersiz olduğunu söyleyen Kaymakçı, Lozan Antlaşması’nın 45. maddesini hatırlatarak şunları dile getirdi:
“Lozan’ın 37-44. maddelerinde Türkiye’deki gayrimüslim azınlıklara tanınan haklar, 45. madde ile Yunanistan’da yaşayan Müslüman azınlığa da tanınmıştır. Bu, yalnız Batı Trakya’yı değil, Yunanistan’ın tüm topraklarını kapsamaktadır.”
Ayrıca Kaymakçı, Yunanistan’ın taraf olduğu 1913 Atina Antlaşması, 1920 Sevr Antlaşması, 1923 Mübadele Sözleşmesi, 1926, 1930 ve 1933 Ankara Antlaşmaları ile 1947 Paris Antlaşması’na atıfta bulunarak bu antlaşmaların tamamının Onikiada için de bağlayıcı olduğunu vurguladı.
1978 Viyana Sözleşmesi’nin 15. maddesinin de devletlerin yeni topraklarında da antlaşmalardan doğan yükümlülükleri geçerli saydığını belirten Kaymakçı, bu kararların Yunanistan’ın iddialarını çürüttüğünü ifade etti.
“Rodos ve İstanköy Türkleri Kültürel Haklardan Yoksun”
Açıklamasında bölgedeki hak ihlallerini örneklerle sıralayan Kaymakçı, şunları kaydetti:
-
Türk kimliği resmen tanınmıyor, Türkçe eğitim imkânı sağlanmıyor.
-
Müslümanlık eğitimi kısıtlanıyor.
-
Osmanlı’dan kalan kültürel miraslar ihmal ediliyor.
-
Vakıf mallarının yönetimi Yunan devleti tarafından kontrol altında tutuluyor.
-
Nefret ortamı yaratılarak toplum baskı altında tutuluyor.
Uluslararası Toplum ve Yunanistan’a Çağrı
Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği, AGİT, Birleşmiş Milletler ve Yunanistan Anayasası’nın hükümlerine dikkat çeken Kaymakçı, “Yunanistan’ın, ülkesinde yaşayan Türklerin kültürel haklarını koruma ve geliştirme yükümlülüğü vardır” dedi.
Kaymakçı, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu haklar, insanların doğuştan gelen temel haklarıdır. Yunanistan'ı uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmeye ve Türklerin kültürel haklarını tanımaya davet ediyoruz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: