GEMA Başkanı Şener Kilimcigöldelioğlu, Manisa’nın bereketli topraklarından biri olan Gediz Nehri eski günlerine döndürmek için yoğun çaba sarf ediyor. Kilimcigöldelioğlu, “Benim hayatım Gediz Nehri oldu. Evde kaldım, çünkü birinci önceliğim hep farklıydı. Gediz Nehri’nin simsiyah halini görünce çok üzülüyorum. Neredeyse her gün gider Gediz Nehri’ne bakarım. Kirlilik olan yerleri gündeme getiririm. Bu benim hayatım boyunca birinci önceliğim oldu” dedi. Kilimcigöldelioğlu, Gediz Nehri’nde verdiği mücadelenin yanı sıra yerel tohumların korunması ve GDO’suz gıdaların tüketilebilmesi de için de çalışmaya başladı.
O’nun hayalinde tertemiz akan bir Gediz Nehri ve sağlıklı gıdaların tüketildiği bir yaşam var. Manisa Salihli’de yaşayan emekli öğretmen Şener Kilimcigöldelioğlu, tam bir doğasever. 70 yaşındaki Kilimcigöldelioğlu, doğup büyüdüğü topraklara sahip çıkan biri. Aynı zamanda bereketli Gediz Ovası’nın can damarı Gediz Nehrini kirletenlerin de korkulu rüyası. Kendi deyimiyle ‘kafasını Gediz Nehrine takan’ Şener Kilimcigöldelioğlu, çocukluğundan bu yana hep doğayı çok sevdi. Yıllarca sınıf öğretmenliği yapan Kilimcigöldelioğlu, çocuklara da doğa sevgisini aşıladı.
ÇOCUKLARA DOĞA SEVGİSİNİ AŞILADI
Öğretmenlik yaşamının ardından ticarete atıldı ama asıl işi hep Gediz Nehri’nin eski temiz günlerine kavuşması için verdiği mücadele oldu. Şener Kilimcigöldelioğlu, “Gittiğim, öğretmenlik yaptığım her yerde temiz bir çevre için çalıştım. Çocuklara özellikle doğa sevgisini aşıladım. Ben kendimi bildim bileli doğa aşığıyım. Benim dedem kahramandır, İstiklal Madalyası sahibi Yunanlıları Ahmetli ve Turgutlu’da durduran Halil Efe’dir. Mücadeleci ruhumu Kurtuluş Savaşı’nda aktif rol alan dedem Kulalı Halil Efe’den aldığıma inanıyorum” dedi.
GEDİZ NEHRİ HALA KİRLİ
40 yıl önce sınıf öğretmenliği yaptığı dönemde Gediz Nehri'ndeki kirliliğe ve kum ocaklarının oluşturduğu tahribata dikkati çekmek için çalışmalara başladı. Emekli olduktan sonra GEMA Vakfını kurdu. Vakıf çatısı altında 10 bin çevreciyi bir araya getiren Kilimcigöldelioğlu, nehirdeki kirliliğe dikkati çekmek amacıyla pek çok kampanya, sempozyum, konferans ve panel düzenledi. Kilimcigöldelioğlu’nun çabalarıyla Gediz Havzası’nın korunması ve nehrin temizlenmesi için devlet eliyle de çalışmalar başladı. Şener Kilimcigöldelioğlu, “1995'te GEMA Vakfını kurduk. Vakfın, nehirdeki bu tahribatın önlenmesinde büyük katkısı vardır. O günden sonra mücadeleyi hiç bırakmadım. Gediz Nehri hala çok kirli, bunun için mücadelemi devam ettiriyorum” diye konuştu.
HER GÜN GEDİZ NEHRİ’NE BAKARIM
Şener Kilimcigöldelioğlu, “Benim hayatım Gediz Nehri oldu. Evde kaldım, çünkü birinci önceliğim hep farklıydı. Gediz Nehri’nin simsiyah halini görünce çok üzülüyorum. Neredeyse her gün gider Gediz Nehri’ne bakarım. Kirlilik olan yerleri gündeme getiririm. Bu benim hayatım boyunca birinci önceliğim oldu” dedi.
YEREL TOHUMUN KORUNMASI İÇİN ÇALIŞIYOR
Şener Kilimcigöldelioğlu, Gediz Nehri’nde verdiği mücadelenin yanı sıra yerel tohumların korunması ve GDO’suz gıdaların tüketilebilmesi de için de çalışmaya başladı. Birçok yerden toplanan tohumlarla Yerel Tohum Üretim Merkezi kurdu. Yerel tohum seferberliği başlatan Kilimcigöldelioğlu, toplam 600 metrekare alanda yerel tohumlarla üretim yaptıklarını anlattı. Şener Kilimcigöldelioğlu, “100 çeşit yerel tohumla üretim yapıyoruz. Aklınıza gelebilecek biber, domates her türlü ürünü üretiyoruz. Tohum derneklerine, belediyelere, Türkiye’nin birçok yerindeki insanlara tohumlarımızı ücretsiz yolluyorum. Böylece hem ata tohumlarımız korunmuş oluyor, hem de insanlar sağlıklı gıda tüketiyor. Samsun’dan Van’a, İzmir’den Ankara’ya kadar birçok kentten insan ilgi gösteriyor. Hibrit tohumlara karşıyım, bizim atalarımızdan gelen tohumlarımızı korumalıyız” diye konuştu. NURAN ERTAŞ
Yorumlar
Kalan Karakter: