Akondroplazi nedeniyle kısa boylu olan Aysun Kubaş ile iki bacağı ampute olan eşi, engelden çok yoksullukla mücadele ettiklerini söylüyor. TOKİ’ye ilk kez başvuran aile, 260 bin TL’lik peşinat şartı karşısında çaresiz. Aysun Kubaş, hayatı boyunca yalnızca bedensel farklılığıyla değil, insanların bakışlarıyla, fısıltılarıyla ve acıyan gözleriyle de mücadele ettiğini söylüyor. Ancak asıl yükün başka bir yerde olduğunu vurguluyor:
“Engelli olmak zor ama asıl engel yoksulluk.”
Eşi iki bacağı ampute. Protezle hayata tutunmaya çalışıyor. Acısını içine atan, çocuklarına belli etmemeye çalışan bir baba… “Güçlü durmaya çalışıyor ama insanın gücü de bir yere kadar yetiyor” diyor Kubaş. Aile, devletten aldıkları engelli maaşıyla yaşam mücadelesi veriyor. Ancak bu gelir, yalnızca kirayı karşılamaya yetiyor. Geriye ne mutfak masrafı, ne çocukların ihtiyaçları, ne de yarınlar kalıyor.
“İki kızım var. İstekleri çok büyük değil,” diyor Aysun Kubaş.
“Bir ayakkabı, bir okul çantası, bazen sadece bir çikolata… Ama kendi çocuğuna ‘şimdi değil’ demek insanın içini parçalıyor.”
Zaman zaman tiyatroya giderek hayata tutunmaya çalıştıklarını anlatan Kubaş, gülüşlerin ardında hep aynı sorunun olduğunu söylüyor:
“Yarın ne yapacağız?”
Bu yıl ilk kez TOKİ’ye başvuran aile için bu, bir umut kapısıydı. Kayıt için yatırılan 5 bin TL, onlar için büyük bir fedakârlıktı. Ancak kurada ev çıkması durumunda istenen 260 bin TL peşinat, umutlarını kâbusa çevirdi.
“260 bin TL bizim için bir rakam değil,” diyor Kubaş.
“Bir dağ. Bir uçurum. Bir kâbus.”
Geceleri uyuyamadığını anlatan anne, eşinin de uyuyor gibi yaptığını bildiğini söylüyor. Çocuklar odalarında masumca uyurken, anne-baba tavana bakıp aynı soruyu soruyor:
“Ya çıkarsa… Ya çıkarsa ne yapacağız?”
Aysun Kubaş’ın talebi net ve sade:
“Biz lüks istemiyoruz. Fazlasını istemiyoruz. Sadece başımızı sokacak bir ev, çocuklarımızın güvenle büyüyeceği bir yuva istiyoruz.”
Bu satırları yazarken bile utandığını söyleyen Kubaş, yardım istemenin ne kadar zor olduğunu şu sözlerle anlatıyor:
“İnsan yardım istemekten utanıyor. Ama çaresiz kalınca gurur da susuyor.”
Yetkililere, hayırseverlere ve vicdan sahibi herkese seslenen Aysun Kubaş, sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Biz bu ülkenin insanıyız. Biz de onurlu bir yaşam istiyoruz. Engelli olmak zaten zor. Bir de yoksulluk eklenince insanın omuzları çöküyor.
Kızlarımın geleceği için, eşimin onuru için bir umut bekliyoruz.
Belki bir el. Belki bir kapı. Belki bu yazıyı okuyan bir yürek…”

Yorumlar
Kalan Karakter: